Yenidoğan davasında altıncı gün: Çete lideri Fırat Sarı hakim karşısında!
“`html
Duruşmada Sıcak Gelişmeler: Dr. Fırat Sarı’nın Savunması Başladı
Duruşmada Mert Özdemir, yalnızca hasta yönlendirmeleri yoluyla para kazandığını kabul etti. Ancak kendisine yöneltilen diğer suçlamaları kesin bir dille reddetti. Diğer sanıklar ise tüm iddiaları inkar etti. Yargılama süresince sanıklar duruşma salonunda hazır bulundu. Zaman zaman taraf avukatları arasında gergin anların yaşandığı çapraz sorgulamalar dikkat çekti.
Dr. Fırat Sarı Savunma Sürecinde
Duruşmanın altıncı gününde, kritik bir rol üstlenen tutuklu sanık Dr. Fırat Sarı savunma yapmaya başladı. Sarı’nın 582 yıl 9 aya kadar hapsi isteniyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma saat 10.00’da başladı.
“Umudum Kalmadı”
Örgüt liderliği ile suçlanan Dr. Fırat Sarı, savunmasında şu ifadeleri kullandı:
“İki ay önce yaşanan savcı tehdidi olayından sonra kamuoyundaki tepkiler artmaya başladı ve baş hemşirem ayrıldı. Ailemden akrabalarım geldi ve savunmamızı ertelemek istediler. Ancak ben savunmamı yapmak istiyorum. Bu iddianame kapsamına girmiyor. Savcı tehdidi nedeniyle kamuoyunda oluşan infial özellikle beni etkiledi ve artık hayattan bir umut kalmadı. İçtenlikle tüm yaşananları anlatmak istiyorum. Hesaplarım incelendi ancak belirttiğim gibi bir param yok. Sümeyye ve Mehtap’a olan borçlarım var. Ama o parayı altın olarak alıyordum.”
“Gizli Kalmasını İstiyordum”
1975 Bingöl doğumlu olan Sarı, 18 yaşında Tıp Fakültesi’ne başladığını belirtti. “Üniversitede bir gösteriye katıldım ve terör örgütüyle bağlantıdan ceza aldım. FETÖ dönemine kadar emniyetle iletişim halindeydim, ancak o noktadan sonra devletle olan bağlantım koptu. Mesleğimi seviyorum ama bilinmek istemiyordum çünkü hedef oluyorsunuz ve aileniz bunun sonucunda zarar görebiliyor.”
“Konuşmak İstiyorum”
Üzerinde çok fazla yük hissettiğini belirten Dr. Sarı, “Ben artık bir hiç kaldım. Medyada anlatıldığı gibi hiç de kolay olmadı. Tıp Fakültesi’ni bitirdim ama her zaman zorlandım. Uzun bir süre er olarak görev yaptım. Zorunlu hizmetten sonra uzmanlık eğitimimi Esenyurt Devlet Hastanesi’nde aldım. Ardından Reyap Hastanesi’nde çalışmaya başladım. Çalıştığımız çevre içinde tüm hastanelerde benzer koşullar mevcuttu. Yeni doğan bebeklerin ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı hareket etmek zorundasınız ve bu süreçte zorluklar yaşıyoruz.”
“Parasal İşlemler Yoktu”
Sarı, “112 dışı sevk işlemini hekimlerin güveni nedeniyle alıyordum. O dönemde para alışverişim olmadı. İşletme modeliyle hastaları yönlendirmek zorundaydık ve dolayısıyla iyi bir ekip oluşturmaya çalıştık. Yetersiz personel bulmak, nitelikli hemşirelerin düşük maaşlar nedeniyle çalışmak istememesi gibi birçok sıkıntılar yaşıyorduk.” şeklinde konuştu.
“Her Şey Hastane Yönetimindeydi”
Hastanelerle yürüttükleri sözleşmelerde tüm işlemlerin hastane kasasına gittiğini belirten Dr. Sarı, “Bütün ödemeler hastane bütçesine yapılıyordu. Benim tek görevim, hastane içindeki doktorların ve hemşirelerin temin edilmesiydi. Hiçbir diğer birimde müdahale etmedim.” dedi.
“Sevk Zincirleri Kesilmiyor”
Sevk süreçleri hakkında bilgi veren Dr. Sarı, “112 sistemi içinde uygun sevk yapılmadığı zaman hasta kaybı olabiliyor. Gerekli tüm önlemler alınmasına rağmen bazen yaşam mücadelesi veren bebekler doğru yere ulaştırılamıyor.” açıklamalarında bulundu.
“Hastalardaki Ölüm Oranı Artacak”
Son olarak, bölgede yeni doğan ölümlerinin artacağına dikkat çeken Dr. Sarı, yaşanan operasyonların ardından meydana gelen durumların endişe verici olduğunu sözlerine ekleyerek, “Bu inancım, yaşananların sonuçlarını gözlemlediğimde daha da güçleniyor.” ifadelerini kullandı.
“`